Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), 2002 yılının bahar ve yaz aylarında, bazı illerimizin kırsal kesiminde yaşayan insanlarda ortaya çıkmış olup, Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar neticesinde 2003 yılının Ağustos Ayı'nda kesin olarak tanısı konan bir hastalıktır. Hastalık, daha önce ülkemizde görüldüğü bilinmeyen bir hastalık olduğundan, Tıp Fakültesi eğitim müfredatında bile yer almayan bir hastalık konumunda idi. Hatta Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlık eğitiminde bile sadece yüzeysel olarak bahsedilen bir hastalıktı.
Hastalığın adının konmasının ardından, konunun uzmanlarını biraraya getiren Zoonoz Hastalıklar (Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi) Danışma Kuruluoluşturulmuş, aynı zamanda hastalık Türkiye Zoonoz Millî Komitesinin de gündemine alınmıştır. Söz konusu Komite ve Kurulun da tavsiyeleri doğrultusunda hastalıkla ilgili gerekli tüm tedbirler alınarak çalışmalara başlanmıştır.
Bugün için hastalıktan korunmada kullanılabilecek etkin ve uygulanabilir bir aşı ile hastalıkta kullanılabilecek etkili bir ilâç mevcut değildir. Hastaların tedavileri, başta çeşitli kan ürünleri olmak üzere, destek tedavi şeklinde yapılmaktadır. Bu nedenle, hastalık hakkında bilgi sahibi olmak ve aşağıda belirtilen önlemleri almak korunma açısından büyük önem taşımaktadır.
Kırım-Kongo kanamalı ateşi, ilk olarak hastalığın ismini aldığı Kırım ve Kongo'da görülen, virüs denilen mikropların sebep olduğu ölümcül seyredebilen bir hastalıktır.
Hastalık insanlara kenelerin ısırması veya kenelerle temas sonucu bulaşır; evcil hayvanlara da kenelerin ısırması ile bulaşabilmektedir. Ancak, hastalık hayvanlarda belirtisiz seyrederken insanlarda öldürücü olabilmektedir.
Hastalık kene ısırmasının yanı sıra, vücudunda virüs bulunan hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temas etmekle bulaşabildiği gibi bu hastalığa yakalanmış insanların kan veya vücut sıvılarına temas sonucu da bulaşma olabilmektedir.
Hastalık ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, halsizlik ve belirgin iştahsızlıkla başlar; bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikâyetler de görülebilir.
İlk günlerde, yüzde ve göğüste kızarmalar ile gözlerde kanlanmalar ortaya çıkabilir. Göğüs ve karından başlamak üzere vücuda yayılan küçük nokta şeklinde kanamalar olabilir ve bu kanamalar büyüyerek vücuda yayılabilir. Burun ve dişeti kanamaları gibi vücudun değişik yerlerinde kanamalar da olabilir.
Yukarıdaki belirtilerin bulunduğu kişilerin son iki hafta içinde:
Kene tarafından ısırılma veya kene ile temas sonucu virüsün alınmasını müteakiben hastalığın belirtileri genellikle 1-3 günde ortaya çıkar; bu sure en fazla 9 gün olabilmektedir. Hasta insan veya hayvanlara ait kan, vücut sıvıları veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu meydana gelen bulaşmalarda hastalığın belirtilerinin ortaya çıkma süresi 5-6 gündür; bu süre de en fazla 13 gün kadar olabilmektedir.
Hastalık, çoğunlukla bulaştırıcı kenelerin aktif oldujğu bahar ve yaz aylarında ortaya çıkabilmektedir.
Hastalık sıklıkla Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa'da görülmektedir. Son yıllarda Kosova, Arnavutluk, İran, Pakistan, Afganistan ve Güney Afrika'da tek tek vakalar ve salgınlar şeklinde ortaya çıktığı bildirilmiştir.
Yukarıdaki belirtilerin görülmesi ve hastalıktan kuşkulandıracak bir durumun bulunması halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulursa, hastalığın teşhis ve tedavisi için gerekenler yapılabilmektedir.
Keneler, kesinlikle elle öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
Unutmayınız!
Vücuda yapışan kene usulüne uygun olarak ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa, hastalığın bulaşma riski de o kadar azalabilmektedir. |